Kale'nin Çocukları
Kale'nin Çocukları
Kalenin Çocukları
Ankara Kalesi, Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’nın da simgesi halindedir. Tarihi geçmişi ve bugün içinde barındırdığı onlarca yasamın yanında, günümüzde hızla bir turizm merkezi olma yolundadır. Son yıllarda hızla artan antika eşya dükkanları, lüks restoranları ve eğlence yerleri ile kale kimlik değiştirmeye başlamış, yerleşik yaşamın yoksulluğu ile yeni görüntüsü iç içe geçmiştir.
Fotoğrafa başladığım 1988 de ilk çekimlerimi kalede yapmış fakat bir çok aksilikle karşılaşmıştım. Makinamın dişlileri zorlamadan dolayı filmimi parçalamış ve çekimi yarıda bırakmak zorunda kalmıştım. O gün karşılaştığım Ankara Kalesine sonradan kaç kez gittim hatırlamıyorum. Tek hatırladığım burada ki yoksul yaşamın varlığı ve çocukların yine sokaklarda oluşu idi.
Sümüklü çocuk fotoğrafları eleştirilerinin yoğun olarak yapıldığı o günlerde ben fotoğrafı öğrenmeye çalışıyordum henüz. Günümüzde sümüklü çocuk fotoğrafları çeken olmasa da ülkemizin genel sosyoekonomik görünümü içinde kale çocuklarının yetersiz yaşam koşulları bilinen bir gerçek. Ülkemizin bir çok yerinde bu koşullarda bekli de daha yetersiz koşullarda yaşamların olduğu da bilinen başka bir gerçekliktir.
Kalede hemen her sokakta çocukları görürsünüz. Her yer onların oyun alanıdır. Kimi bisiklete binmekte, kimi top oynamakta, kimi ise misket yuvarlamaktadır. Sevecen ve cana yakındırlar, sokaklar onların sesleri ile can bulmakta ve yaşamaktadır adeta. Kaleden içeri girer girmez etrafınızı sarıverirler. Fotoğraf makinasına yakınlıkları işinizi kolaylaştırır ve size onlarca görüntü sunmalarını sağlar. Bu yakınlıkta onlarca yıldır kaleyi mesken tutan görüntü avcılarının ve kaleye gelen turistlerin yanında sizin onlarla kuracağınız iletişimin payı büyüktür. Onları doğal hallerinde fotoğraflamak biraz zaman ve biraz da emek gerektirir
Bu fotoğraf çalışması Cumhuriyetimizin kuruluşuna sahiplik yapan Ankara’nın, simgesi Kalede yaşayan çocuklara 23 nisan çocuk bayramında armağan olarak düşünüldü ve 23 Nisan 2001 de Ankara Kalesi girişinde acık alanda sergilendi. Bir bayram gününde kendi fotoğraflarını yine kendi yaşam alanları içinde onlara sunmak ve bu karşılaşma anını yaşamak çalışmayı gerçekleştirmekteki en büyük amacımı oluşturdu. Fotoğrafların açık alanda sergilenmesi ise bu buluşmanın daha da sıcak olması sağladı. Aynı zamanda yöre insanını da böyle bir sergiyle buluşturmak ve onları fotoğrafla tanıştırmak bir başka amacımdı.
2001’de sergi sunumu için yazdığım bu yazımın, aradan geçen on sekiz yıl içinde güncelliğini yitirmediğini Ankara ziyaretlerimde ara ara uğradığım Kalede gözlemlemek beni içten içe üzmektedir. Bu çocukların yaşam koşullarında ne yazık ki hiçbir değişiklik olmamış.